Son 2 yıldır ilköğretim okullarında, liselerde ve üniversitelerde davet üzerine yapay zekâ üzerine konuşuyorum. İlk başlarda sorular yapay zekânın gelecekte insanlığı yok edeceği üzerine sorular geliyordu. Fakat son 6 aydır gelen sorular değişti ve çocuklar yapay zekânın gelecek 30 - 40 yılın yapay zekâ yılı olacağını çok net anlamışlar ve biz nasıl yapay zekâ öğrenebiliriz diye sormaya başladılar.
Bir aylık yapay zekâ kamplarıma katılan çocuk sayısındaki artış dikkat çekici noktalara ulaştı. Bu daha çocuk bir şey anlamaz dediğimiz minik öğrenciler ciddi ciddi python kodu yazarak yapay zekâ öğrenmeye başladılar. Hatta geçtiğimiz ocak ayında 12 yaşında bir kızımız meseleyi o kadar güzel anladı ki ödevlerde ve projelerde müthiş başarılar gösteriyor. Meseleyi gayet güzel anlamış ve projelerde büyüklerinden geri kalmıyor. Almanya’dan katılan 13 yaşında bir çocuk derse katılan anne ve babasına da mentorluk yapıyor ve bütün projeleri gayet başarılı bir şekilde teslim ediyor. En son 12 yaşında başka bir minik öğrencimiz sorduğu çok akıllı sorularla derse katılan abi ve ablalarına fark atıyor.
Son iki haftadır Konya’da değişik kesimlerden iş insanları, akademisyenler ve öğrencilerle yapay zekâ muhabbeti yapıyoruz. Çocuklarda yapay zekânın daha iyi anlaşıldığına şahit oluyorum. Bu birazda izledikleri bilim kurgu filmleri ve bilgisayar oyunları sayesinde olsa bile geleceğin teknolojisini anlama, uygulama ve geliştirme konusunda ümit vaad ediyorlar. Hatta derse katılan minik öğrencilerim verileri toplama, internet ortamından istenilen veriyi bulma, temizleme, boş hücreleri doldurma, gerekli algoritmaları çağırarak makine öğrenmesi ve yapay zekâ modellerini eğitme ve hata ve başarı oranlarını ölçme konusunda gayet başarılılar. Bu çocuklar türev - integral bilmiyor, istatistik bilmiyor, yüksek matematik bilmiyor, lineer cebir bilmiyor fakat yapay zekâ öğrenebiliyor ve hayatın içinden gerçek projelere çözüm üretebiliyorlar. Doğal Dil İşleme modelleri ile metinlerden anlamlı sonuçlar çıkarabiliyor, bilgisayarlı görme ile kameralardan gelen görüntüleri analiz ederek yüz ve nesne tanıma kodları yazabiliyorlar.
Öte yandan çocukların bu kadar başarılı olma nedenlerinden birisi de yapay zekâ ile çok az kod yazarak büyük işler yapabiliyor olmamız. Yapay zekâ bilmeyen bilgisayar mühendisi ve programcılarının aylar hatta yıllar sürecek projelerini yapay zekâ ile bir kaç milisaniye içerisinde bitirebiliyor olmamız işimizi iyice kolaylaştırıyor ve AutoML veya Otomatik Makine Öğrenmesi dediğimiz ve son bir kaç yıldır iyice yükselişe geçen sistemler bu projeleri hiç insan katkısı olmadan kendi kendilerine yapay zekâ çözümleri üretebiliyorlar.
Bu konuda en fazla anlaşamadığımız insanlar ise şüphesiz bilgisayar mühendisleri ve programcıları. Üzerine 4 dönem ders aldıkları döngüler ver veri yapıları derslerinin tamamen gereksiz olduğunu söylediğimde kabullenmeleri pek de mümkün olmuyor. Sebebi ise kendileri bu işleri en zor şekilde ve başka bir çözümü yokmuş gibi ve üzerinde yıllarca çalıştıkları konunun bir anda geçersiz olması. Halbuki yapay zekâ deyince bilgisayar programcı ve mühendislerinin öncü olması gerekir. Bazılarının ise yapay zekâya geçiş yapsa bile eski kodlama alışkanlıklarına devam ettiklerini, tek bir kelime veya bir satır kodla halledilecek işlemleri uzun uzun kod yazarak çözdüklerini görüyorum. Bu durumda yapay zekâ konusunda en başarılı olan öğrencilerimi hiç kodlama bilmeyen ve bütün işlerini Excel tabloları ile çözmeye çalışan, standart bilgisayar kullanıcıları olduğunu görüyorum. Bilgisayar programcılarının meseleyi kabullenmek için harcadıkları zamanda hiç kodlama bilmeyen insanlar çok az kod yazarak büyük projeler yapıyorlar müthiş mesafe kaydediyorlar.
Çok az kod gerektiren araçlar yaygınlaştıkça, gençlerin ve çocukların yapay zeka geliştirebilecekleri yaş düşüyor. Artık bir ilkokul veya ortaokul öğrencisinin, metni sınıflandırmaktan görüntülere kadar her şeyi yapmak için kendi yapay zekâlarını oluşturması mümkün. Bir çok yapay zekâ yarışmasında çocuk ve gençlerin başarılı olduklarını da görüyoruz.
Buna rağmen yapay zekâyı henüz duymamış çocuklarımızı da bir an önce yapay zekâ ile tanıştırmamız gerekmektedir. Çünkü bu çocuklar 20 yıl sonra bu toplumun en önemli kesimi olacaklar ve eğer yapay zekâyı bugünden tanımazlarsa yine yüksek teknolojiyi milyarlar hatta trilyonlarca dolar harcayarak almak zorunda kalırlar ve ailelerini zamanında kendilerini bilgilendirmedikleri için suçlayabilirler. Bunun için çocuklarımıza yapay zekânın tanımını en basit haliyle anlatmalı, somut örneklerle kolayca açıklamalı ve eğlenecekleri ve yapay zekâyı keşfedebilecekleri kaynaklara yönlendirmeliyiz.
Yapay zekâ gerçekten çok eğlencelidir ve bunu öğrenmek için kaynaklar internet ortamında kolayca bulunabilir. Yapay zekâ kullanan ve kullanmayan arasındaki fark uzaya roket ile giden ile yaya yürüyen kadar büyüktür. Yapay zekâ her mesleği derinden etkileyecek ve birçoğunu gereksiz kılacaktır. 2050 yılında birçok iş yapay zekâ tarafından yapılacaktır. Makineler insanlar kadar akıllandığında bizi bekleyen gelecek korkutucu olabileceği gibi bizi yeni maceralara ve başarılara da sürükleyebilir.
Yapay zekâ muhtemelen insan tarafından icat edilen en güçlü araçtır. Birçok uzman tarafından yeni elektrik olarak adlandırılır. Bu nedenle geleceği tasarlamanın tek yolu yapay zeka ile çalışmaktır. Bu yüzden genç nesile yapay zekâ ile kucaklaşmayı ve bir araç olarak kullanmayı öğretmemiz gerekiyor. Ancak bunu yaparsak, genç neslimizi yarının zorluklarına hazırlamayı umabiliriz!
Zafer ACAR⎮Yapay Zeka Danışmanı - Karar Gazetesi